Provezza Yelken Dragon Takımı‘ nın cazibeli JOSEPHINE ile ilk deniz buluşması ve 32 teknelik filoda İsviçre Açık Dragon Şampiyonası yarışını ve ikinciliklerini Ali TEZDİKER anlatıyor. Keyifle okumanız dileğiyle 😉
” Provezza Josephine
Burnham on Crouch / İngiltere’de Petticrows Ltd. tarafından 3 yıllık uzun ama narin bir çalışmanın sonunda yenilenmesi biten yeni teknemiz Josephine’ in Provezza ile ilk buluşması 20 – 22 Nisan 2016 tarihinde oldu. İlk bakışta bir mobilya görünümünde olan Josephine’ in 59 yaşında olduğuna inanmakta biraz zorlanmıştım açıkçası. Dragonda yeni olmama rağmen Pedersen&Thuesen tersanesi üretimi ve ‘7sisters’ olarak adlandırılan teknelerden bir tanesi olduğunu biliyor, fakat bunun ne anlam ifade ettiğini tam olarak bilmiyordum. Burnham on Crouch’ ta tekne testini ben, Simon Fry ve Andy Beadsworth, antrenman partnerimiz olarak ta Lawrie Smith, Tim Tavinor ve Joost Houweling ekibi ile yaptık. Oldukça rüzgârlı geçen ilk günde uzun orsa seyirleri yaparak teknelerin sürat ve orsa açıları test edildi. İlk gün teknede bazı makara ve kilitler yerlerinden çıktı, bu yüzden günü iki seans olarak planladık. Mevcut direk ayarları değiştirildi ve denemeye devam ettik. İlk seansta hızımız ve açımızda bazı farklılıklar olurken öğleden sonra bunların neredeyse Lawrie Smith’le benzer olmaya başladığını gördük. İlk günümüzün ıslak, soğuk ve rüzgarlı geçmesine rağmen bizler için yeni bir başlangıçtı. Akşamüzeri Tim Tavinor’ la sohbet ederken bizden çok kendisinin mutluluğu göze çarpıyor, durumu şöyle ifade ediyordu: “biz aslında yumuşak havalardan çok sert havalarda filoyu domine eden bir ekibiz ve size karşı yaptığımız direk ayarı 2015 yılında tekneyi en hızlı götürdüğümüzü düşündüğümüz ayar. Josephine’in normal bir dragondan hızlı olduğunu biliyorduk fakat bize bu kadar yakın olabileceğini düşünmemiştik.” Bunun üzerine beraber çalıştıkları Phil, laptopundan hem Lawrie’ nin teknesi hem de Josephine’ e yaptıkları 3 boyutlu gövde taramasının, bir tekne gövdesine iki teknenin gövde şeklinin rengini farklı olarak vererek yansıtılmasını gösterdi. Standart bir Petticrows’ un salma ve çevresi daha geniş görünürken Josephine’in gövdesi yapılan taramaların üst üste konması sonucunda daha geniş görünüyordu. İlk bakışta teknenin su hattı milimetrik olarak uzun gibi görünse de süratinin teknenin ahşap olması ve yapım tekniklerinden kaynaklandığını düşündüğünü açıkladı Tim.
İkinci gün ise orsa seyrinde süratimizin ve açımızın daha iyi olduğunu gözlemledim. İlk gün anayelken seçimi North Sails LM-2, ikinci gün A-7+ oldu. A-7+ diğer yelkene göre biraz daha kolay trim edilen ve diğerine göre daha az torlu bir yelken gibi geldi gözümüze. İkinci antrenman günümüzde ilki gibi rüzgârlı ve soğuk geçti. Fakat gün sonunda Lawrie’ nin tekneyi merak etmesinden dolayı biraz Josephine’ i kullandıktan sonra yaptığı “bunu kullanmak bir Rolls Royce kullanmak gibi bununla yarışlara giriyor olmanız çok üzücü.” yorumu eşliğinde iki günlük antrenmanımızı bitirip tekne ile ilgili teslim sırasındaki “yapılması gerekenler listesi” ile Josephine’ i İngiltere’ de bırakarak geri döndüm.
Josephine ile ilk yarışımız;
İsviçre Açık Dragon Şampiyonası / 02 – 05 Haziran 2016 Morges, İsviçre
Lac Leman gölüne kıyısı olan 15000 nüfuslu Morges, Lozan’a araba ile 10 dakikalık mesafede olan küçük bir kasaba. Buraya uçakla ulaşım Cenevre üzerinden yapılıyor ve havalimanına mesafesi yaklaşık 30 dakika.
01 Haziran günü ekiple havalimanında buluşup önce valizlerimizi otele oradan da teknemizin brandalarını açmak, direğimizi dikmek ve kayıt işlemlerimizi yapmak için Club Natique Morgien’e gittik. Önceden teknelerini suya indirmiş ekipler tekneleriyle ilgileniyorlar, yeni gelen ekipler ise bizim yaptığımız şeyleri yapıyorlardı. Andy ve Simon tekneyle ilgilenirken kayıt işlemleri için yarış ofisine gittiğimde, ilk defa bir Türk ekibin buraya geldiğini ve bu durumdan çok mutlu olduklarını söylediler.
İki saatlik bir çalışmanın ardından sıra yelken ölçümüne geldiğinde, ölçücünün tekne sertifikasını görüp yelken kayıt işlemlerini yaptıktan ve sıra teknenin bazı noktalarının ölçümüne geldiğinde tekneyi ilk görüşündeki şaşkınlık ifadesi gerçekten görülmeye değerdi. Baş ölçücüyü teknenin 59 yaşında olduğuna ikna ettikten sonra sanırım yarış içindeki en uzun tekne ölçümü bizimki oldu. Hem yelken numaramızın dört haneli oluşu hem Türkiye adına yarışan bir ekip hem de mobilya gibi olan bir tekne herkesin kafasını karıştırmaya yetmişti ve yavaş yavaş ilgi çektiğimizi fark etmeye başladık. Genel kafa karışıklığı aslında Türkiye’de nasıl 1000 adet üzeri dragon olduğu ve bunun bilinmediği idi. Kaldı ki kayıt formunda bunu gören herkesin kafası karışmış ve sürekli bu soru geliyordu. Neyse ki bunun Provezza ekibinin yelken numarası olduğunu söyleyince en azından bu soru cevaplanmış oldu fakat seri boyunca bu sebepten oldukça sempati kazandığımızı söyleyebilirim. “Nasıl olur da Türk Dragon Filosu en kalabalık olan Alman Filosu kadar olabilirdi.”
Yarışın ilk günü start işlemleri ölçülerden dolayı 14:30 olarak ilan edildiğinden dolayı karada diğer ekiplerle tanışıp vakit geçirme şansım oldu. Bu ekiplerden en çok göze çarpanlar Birleşik Arap Emirlikleri menşei olan Premier Dragon marka teknelerle yarışan Jevgenij Braslavets (1996 Atlanta 470 altın madalya) ve ekibi, 2011 yılından beri Dragon Gold Cup ‘ı domine eden Markus Wieser ve ekibiydi. İlk gün hafif-orta hava koşullarında 3 yarış yapıldı. İlk yarışımız olmasına rağmen hızımızdan memnunduk ve ilk günü 2. Sırada bitirdik. Karada neredeyse herkes tarafından tebrik edildik ve teknemizle ilgili iltifatlar aldık. İlk gün karaya dönüşümüz geç olduğu için otele dönüp ikinci gün startı için dinlenmeye çekildik, çünkü ertesi gün start saati saat 08:30 du.
İkinci gün oldukça düşük rüzgâr koşullarında 2 yarış yapılabildi. Filodaki yerimizi anladıktan sonra biraz daha rahat ama oldukça kontrollü yarışmaya başladık. Günün startı verilen ilk yarışı rüzgârın 20 derece kadar drise etmesinden dolayı abondene edildi. İlk yarışı ikinci sırada bitirdik. Nitekim ikinci yarışta start hattında Markus Wieser’ le yaşadığımız pozisyondan dolayı yer ve zaman kaybederek günün ikinci yarışını 7. Sırada bitirdik. İkinci günü kazasız atlatmak bizim için çok önemliydi çünkü kalan iki gün için rüzgâr tahminleri yarışın yapılamayacağını gösteriyordu. İkinci günüde yerimizi korumayı başarmıştık.
Üçüncü güne saatlerce sicim gibi yağan bir yağmurla girdik. Saat 08:30 olarak ilan edilen start saatinden dolayı 07:15 iskeleden ayrılıp uzunca bir süre bütün filo rüzgar bekledik. Saat 14:00 sularında komitenin herkesi istikrarlı rüzgarı beklemek için önce karaya göndermesi ve 14:30 da geri çağırması, tam oturmamış havada yarış yapmaya çalışması filo tarafından çok beğenilmemiş olmalı ki 3 start denemesinde de bütün filo gözle görülür şekilde fodepardı. Sanırım ülkemizde olsa ikinci denemeden sonra siyah bayrakla start verilirdi. Fakat biz “tehir altı aydın ” ile karaya döndük. Dönüş yolunda da olan az hava zaten tamamen bitti.
Son gün hava tahminlerinin en düşük rüzgâr değerini verdiği gündü. Nitekim yarış komitesi saat 10:00 a kadar bekleyip yarışların bittiğini ilan etti. Teknemizi toplarken ve ödül töreninde insanların içten ve nazik bir şekilde gelip bizi tebrik etmesi, tekneyle ilgili övgülerde bulunmaları gerçekten unutamayacağım anılarımdan bazıları oldu.
İlk defa Andy, Simon’ la beraber ekip olarak katıldığımız, güçlü rakiplerimizin olduğu ilk yarışımızda aldığımız bu başarının en büyük mimarı Türk yelkenciliğinin gelişmesi için yıllardır emek veren, böylesine özel bir tekneyi Türk Dragon Filosuna kazandıran Ergin İmre’ dir.”
Provezza Josephine ve Dragon Takımı’ na bol şans dileriz 😉
21/06/2016 – 09.55
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.